|
|
|
** Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir.Ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce km. Uzaktadır.
** Bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir.
** Piramit kimin adına yapıldıysa,onun bulunduğu odaya, yılda iki defa güneş girmektedir.(doğduğu ve tahta çıktığı günler.)
** Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
** Piramitlerin içerisinde ultra sount,radar,sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
** Kirletilmiş suyu, birkaçgün ‘’paramit’’in içine bırakırsanız ,suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
** Piramitlerin içinde sut birkaç gün süreyle taze kalır ve daha sonar hiç bozulmadan yoğurt haline gelir.
** Bitkiler piramitin içinde daha çabuk büyür.
** ’’Piramit’’in içine bırakılmış su beş hafta süreyle bekletildikten sonar yüz losyonu olarak kullanılır.
** Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan piramitler içinde mumyalaşır
** Kesik,yanık,sıysık gibi yaralar bir piramidin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
** Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğuna hakkında bir bilgi yoktur.Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu yada aynı yerde birkaç tur attılar fakat içlerini göremediler.
** Piramitlerin içi yazın soğuk,kışın sıcak olur.
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++ ++
'Sır Dünyası' dergisi, esrarı yüzyıllardır çözülemeyen firavun mezarlarıyla ilgili yeni bir iddiayı gündeme getirdi: Mısır piramitlerini, Firavun'un kölesi olan cinler yaptı!
UZAYLILAR DEĞİL...
İnsanoğlunun yüzyıllardır araştırmasına rağmen esrarını çözemediği piramitlerle ilgili olarak ortaya atılan yeni iddia, olaya farklı bir boyut getiriyor. İddiaya göre, dünyanın 7 harikasından biri olan piramitleri, ne insanoğlu ne de uzaylılar yaptı. Piramitlerin asıl mimarı, firavunların emrindeki 'cinler ordusu'.
İNSAN ÖMRÜ YETMEZ!
Sır Dünyası, insanoğlunun bilimle açıklayamadığı, binlerce ton ağırlığıyla Mısır'- daki en büyük piramit olan Keops Piramidi'ni, Firavun Khufu'nun emrindeki cin ordusunun M.Ö. 560 yılında yaptığı belirtiyor. En büyüğü 146 metre olan bu piramitler öyle olağanüstü yapılar ki, tonlarca ağırlığındaki taş blokların nereden ve nasıl getirildiğini, nasıl inşa edildiğini, ancak bu iddia açıklıyor. Milimetrik hesaplarla yapılmış bu piramitleri inşa etmeye, insanoğlunun gücünün ve ömrünün yetmeyeceği ifade ediliyor.
MÜHENDİSLİK MUCİZESİ
Keops Piramidi için, her biri 2.5 ton ağırlığında yaklaşık 2 milyon 300 bin taş bloğun kullanıldığı biliniyor. Her gün 10 taş blok üst üste konulsa, piramidin bitirilmesi için yaklaşık 650 yıl gerekiyor. Bu da, inşaat için gerçekçi olmayan bir zaman dilimi demek. Ayrıca taş blokların birbirine yakınlığının santimetrenin binde 1'i düzeyinde olması da, olağanüstü bir mühendislik olayı olarak yorumlanıyor.
İNANILMAZ OLAYLAR
O günün şartlarında bu blokların nasıl oraya getirildiği de hala esrarını koruyor. Piramitlerde yaşanan akıl almaz olaylar da konunun ayrı bir boyutu. Bu ve bunlara benzer gizemlerden hareket eden iddia sahipleri, piramitlerin ancak cinler tarafından yapılmış olabileceğini belirtiyor.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
büyük piramitlerin, asla mezar olarak inşa edilmedikleri saptanmıştır. (Büyük Piramit'in içinde rastlanan hiyerogliflerde, Firavun Keops'a verilen isimlerden biri olan Khufu veya Khem isimleri okunmaktadır, ancak bu yazıların diğer hiyeroglifler gibi taşa kazılı olmadığı, boya ile yazıldığı görülür. Bu da göstermektedir ki, Khufu ile ilgili hiyeroglifler sonradan yazılmıştır.)
Son derece esrarlı odalar; çok büyük ustalık isteyen mimarisi, gizli koridorları, daracık tünelleri, nefis süsleri ile neden ve nasıl yapılmışlardır? Ne zaman ve kimler yapmıştır?
Karnak Mabedi rahiplerinden Aton (M.Ö. 1670), Büyük Piramit'in inşaasının, büyük tufandan 3000 yıl öncesine rastladığını yazar. Başka bir yazısında ise: "Tufan öncesi çağlarda yasayan Kral Surid, ilk piramitten örnek alarak (Keops Piramidi'nden örnek almış olabilir.) iki büyük piramit inşa ettirdi. Bunlara, kendi çağının bütün bilimlerini kaydettirdi. Doğuda olan birinci piramidin duvarlarına göğün katları resmedildi ve bütün yıldızların hareketleri gösterildi. Böylece Kral Surid, geçmişi ve geleceği görebilecekti. İkinci piramit, fen ve tıp ilimlerine tahsis edildi." der.
Bu yazılar bize, Büyük Piramit'in tufandan önce inşa edildiğini göstermektedir. Piramit içerisinde yazılı hiyeroglif metinlerden hareketle, Arap bilgini Abu-Zeyd al Bâlhî, 72.000 yıl önce Lire Yıldızı'nın Yengeç burcuna girdiği zaman inşa edildiğini tahmin eder.
iskoçyalı bilgin Piazzi Smith'in hesaplarına göre ise, 53.824 yıldır. Görüldüğü gibi, Büyük Piramit'in ne zaman inşa edildiği kesinlik kazanmamıştır. Büyük Piramit'teki hiyeroglif yazılardaki astronomik doneler daha doğru değerlendirilirse, yapılacak hesaplar bize piramidin inşa tarihini belirleyebilir.
Tarih saptamasındaki bu muazzam rakamların yanında, piramidin yapısındaki ölçü birimleri de, piramidi daha esrarlı hâle getirir:
1- Piramit, kaidesinin çevre toplamı yüksekliğinin iki katına bölünürse Pi sabitinin değerini buluruz. (3.1416)
2- Piramidin yüksekliğinin, Güneş ile Dünya arasındaki mesafeyle olan ilişkisini gösterir.
3- Piramidin yoğunluğu ile hacminin çarpımından elde edilen net ağırlık, Dünya'nın yoğunluğu ile hacminin çarpımından elde edilen net ağırlığın milyarda beşine eşittir.
4- Piramitte bulunan kraliçe odasının uzunluğu Pi sabiti (3.1416) ile çarpılırsa, 365,242 kesirli sayısının yeni yılın gün cinsinden süresine eşit olduğunu gösterir.
5-Zemin kenarlarından birinin uzunluğunun (183'dür.) İki katı 366 sayısını, yani bir artık yılın gün cinsinden süresini belirtir.
6- Piramidin bulunduğu yerden geçmesi tasarlanan bir meridyen, Dünyamızı tam iki parçaya ayırır.
Bütün bunlar tesadüf olabilir mi?
Tarih öncesi çağlardan kalma harabeler, dev kalıntılar da dikkate alınırsa bunlar, mimarlarının antigravitasyon (karşı çekim) tekniğini bildiklerine işaret eder.
XII. yüzyılda yaşbiiip!!!ış Arap asıllı gezgin Abd'el Lâtif: "Önceleri, Büyük Piramit'in dört yüzü de ince parlak bir maddeyle kaplıydı ve üzerinde hiyeroglif yazılar vardı. Bugün, bu yazılar okunamayacak kadar silinmiştir.
Bütün Mısır'da, o yazıları okuyacak kimseye rastlanmamıştı. Yazıları kopya etmek çok zor bir iş... Belki altı bin sayfa tutacak kadar yazı var." diyor.
Simdi artık, ne parlak maden tabaka ve ne de hiyeroglif yazı mevcut, içerde kayıtlı yazıların esrar perdesi de kalkmış değil.
Eski Mısırlılar'ın, tıp, matematik, astronomi vb. gibi konularda, değil çağlarına göre, bugüne göre bile çok ileri durumda oldukları bilinmektedir. Peki, bu bilimlerin temelini kimler oluşturmuştur?
Kanımızca, büyük piramitleri yapanlar Mısır'a bilim getirenlerdir. Bu dev yapıların her biri, bilimsel bir nedenle ve bilime hizmet etmesi ve geçmişten geleceğe köprü oluşturması amaçlanarak yapılmıştı ve piramitlerde bilim adamı yetiştiriliyordu.
Büyük Piramit için eski yazıtlarda "ışık saçan" denmesi, herhalde ışığı yansıttığı için değil, bilim ışıkla özdeş görüldüğünden olsa gerektir. O hâlde bilimleri, neden böyle geleceğe esrarlı bir şekilde bıraktılar? Bıraksalardı da herkes ışısaydı. Bilimin, o zamanlarda bile piramidin duvarları arkasında olduğu açıkça anlaşılıyor. Çünki bilim kutsaldı, oyuncak edilemezdi ve ilâhî Kudret'e inanmayanlar bilimle uğraşamazdı.
Piramitlerde yetişen Pisagor, Platon, Solon ve Heredot bile bu esrarı öğrenemediler mi, yoksa ifşa etmek mi istemediler acaba?
Peki, piramidin yüzeyine kazılı hiyeroglifler halkın gözü önünde olduğuna göre, onlar neyi açıklıyorlardı ya da ne idi acaba? Piramidin içinde kazılı olanların gizemi zamanla çözülebileceği ümit edilirse de dış yüzeydekiler bilinmeyen olarak kalacağa benzer.
Piramitlerin bir diğer görevi de yağmur yağdırmak, şimşek çaktırmak gibi tabiat olayları hazırlamaktı. Çok eski çağlarda, piramitlerin üzerinde kaplı beyaz parlak maden tabaka, Güneş ışınlarının veya Ay ışınlarının ölçülü bir tarzda yansıtılmasına yarıyordu. Yansıyan ışınlar bulutlar üzerine gönderiliyor ve böylece sunî yağmur sağlanıyordu. Bulutlara ışık göndermekle elde edilen sunî yağmurlama, sadece Mısır'a has değildir. Orta ve Güney Amerika'da da, piramitler beyaz parlak bir madenle kaplı olup, aynı amaçla kullanılıyordu.
Gorcillasa de Vegat bu konuyla ilgili olarak:
"Maya rahiplerinin önderliği altında, bazı belirli günlerde yağmur yağmaya başlardı. Düşen yağmur miktarı, toprağı bol bol besleyecek yeterlikte olurdu." diye yazıyor.
Meksika -Yucatan'daki Maya kültür merkezi Chichen- İtza da, Tanrı Kukulkan'a adanmış 30 metre yükseklikte, tabanı 55.50 metre uzunlukta kare tabanlı, basamaklı görkemli bir piramittir. Üst üste dokuz platformdan oluşan piramidin en üst platformdaki her iki tüylü yılan sembolleri ile süslü sütunlu basamak, tanrısallığa yükselmeyi sembolize eder. Dört yandaki 91 basamaklı merdivenlerin her basamağı, bir günü temsil eder, ek yılı (91x4=364) günlük yılı oluşturur. Piramit öyle ayarlanmıştır ki, her 21 Mart'ta (ilkbaharın başlangıcında), her 21 Eylül'de (sonbaharın başlangıcında), en üst platformdaki tüylü yılan sembolleri, ışık-gölge oyunlarında, sanki hareket ediyormuş gibi görünür.
Bütün bunlar, piramidin inşaasında çalışan astronom, matematikçi, mimar ve rahiplerin, yüksek seviyeli bilgi ve kusursuz tekniklerini gösterir. En küçük hata bile, mevsim başlangıcını belirleyen ve sadece bu iki gün içerisinde ışık-gölge oyunlarıyla oluşan tüylü yılanın hareketlenmiş gibi görünmesini imkânsızlaştırırdı.
Yine Palenque'de düz piramidin üstüne kurulu güneş tapınağındaki, yüz binler, hatta milyonlarca kazılı yılları belirten tarihler, hangi önemli olayları belirtiyordu?
Ve Orta Amerika'nın en gizemli yapıtı 19 metre yüksekliğinde ve 8 adet üst üste konmuş kaideden oluşan piramidin üzerinde yer alan yazıtlar tapınağında, 617 adet hiyeroglif'lerle bezenmiş rölyef levhalar asılıdır.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 34 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!
Copyright ©2012 Tüm hakları saklıdır
|
|
|
|
|
|
|